
Son dönemde dev grup firmalar ortak sayısında rekora koşuyor. Koç Holding, Anadolu Grubu gibi şirketlerin ortak sayısı 16’yı bulmuş durumda. Bu grupların pek çoğunun ortaklıklarını uzun yıllardır sürdürmeleri ise dikkat çekici… İşte bu sayede farklı alanlarda sinerji elde ediyorlar. En önemlisi bilgi birikimlerini (know how) paylaşıyorlar. Birbirlerine karşı açık ve şeffaf olmaları da buna en önemli etken. Ve geçmişteki backgroundları farklı coğrafya ve operasyonlardaki deneyimleriyle birbirlerine destek oluyorlar.
Örneğin Koç Ailesi 1954 yılında Ford ile ortaklık temelini atıyor. Ve bu başarılı birlikteliği bugün hala sürdürmektedir. Türkiye’nin en büyük grubu Koç Topluluğu sadece Burla Grubu (Arçelik) , Ford Motor ile değil, Uni Credit, LG Electronic, Öztürk Grubu, Fiat Chrysler gibi yerli ve yabancı şirketlerle uzun yıllar süren iş ortaklıklarını yürütüyor.
Türkiye’nin en büyük grupları iş yaptıkları pek çok alanda ortak iş yapma kültürünü benimsemiş durumda. Hatta ortak iş yapmanın gelenek haline geldiği bile söylenebilir. Nasıl ki Avrupa da Koalisyon kültürü var, Türkiye’de de ortaklık kültürü yaygınlaşmış durumda. Gelişmiş ülkeleri incelediğimizde Siyaset Politika hep koalisyonla ilerliyor ve ülkelerin bu şekliyle başarılı şekilde yönetildikleri görülmektedir. Türkiye de bu kültür yok denecek kadar az.
Tekfen Holding 12 ortaklı bir firmadır. Tekfen’in ortak iş yapma felsefesi, kurucularından devraldığı karşılıklı güven, saygı ve uzlaşma geleneğinden geliyor. Ortaklar birbirine daima sıcak yaklaşıyor. Ben biliyorum felsefesiyle değil, biz birlikte varız felsefesiyle ilerliyorlar. Ortaklar şekli, sektör, pazar ya da ülkeye göre farklılıklar gösterebilir ancak her zaman dengeye ve ortakların karşılıklı kazanç sağlaması temeline dayanıyor. Bazen firmalar proje bazlı ortaklıklar yapmakta. Bu tarz proje bazlı ortaklıklar kimi zaman ülke tecrübesi, teknik anlamda know-how, insan kaynağı, güç birliği ya da hızlı hareket etme(flexible olma) kabiliyeti kazandırıyor.
Anadolu Grubu’nun toplam 14 ortağı var. İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hurşit Zorlu, ortaklık kültürünün Anadolu Grubu’nun en önemli yapı taşlarından biri olduğunu söylüyor.
Ortak olunan şirketlerde genellikle çoğunluk hisse prensibiyle çalışılıyor. Her iki tarafın da güçlü yönlerini şirketin menfaatine kullanılacak yapılar oluşturulmaya özen gösteriliyor. 20 yıldır ortağı olan Carrefour ile yaşadığı sıkıntılardan sonra, Carrefoursa ek yüzde 12 hisse alımı ile Sabancı Holding’in ortaklık payını yüzde 50,8’e yükseltti ve yönetim kontrolünü devraldı. Böylece Yerel dinamikleri olan bir sektörde Sabancı Holding’in müşteri beklentilerini daha iyi karşılayabilecek yerel bilgi, tecrübe ve yönetim kadrosuna erişiminin kolay olmasını sağladı. Firmaların ortaklık deneyimlerine baktığımızda, 3 sebepten ortaklık yapmayı seçiyorlar. Yeni sektör, pazarlara girmek, know-how geliştirmek ve transfer etmek, içinde bulunduğumuz işleri dünyaca ünlü markalarla eşleştirerek geliştirmek ve tanınırlığı arttırmak. Türkiye dışındaki pazarlarda büyürken belirsizliği daha iyi yönetmek ve riski azaltmak.
Aksoy Holding, Sabancı Holding, Tav Holding, Kervan Gıda 8 ortakla yoluna devam etmektedir. Türkiye’nin en büyük artılarından biri de Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi görmesidir. Bunun da bize çok büyük artısı var. Bu nedenle iki kültüre de yakınız. Böylece ortaklık yapma şansımız diğer ülke ve milletlere göre daha yüksektir. Böylece rekabette de avantaj sağlamaktadır.
Birde Uluslararası Stratejik işbirliği var… Bu da ayrı bir case gerçekten…
Sonuç olarak bilirsiniz göçmen kuşlar ‘’V’’ şeklinde uçarlar. Çünkü bu şekilde, uçan her kuş kanat çırptığında, arkasındaki için onu kaldıran bir hava akımı oluşturur. Böylece ‘’V’’ şeklinde uçan kuş sürüsü, birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini %70 oranında arttırırlar. Bu sayede Tek başına gidebilecekleri maksimum yolu ortaklıkla, birlik beraberlik halinde neredeyse ikiye katlarlar.
Saygılarımla,
Mustafa BAŞAR