
Okulun ilk günleriydi. Öğretmen, sınıftaki çocukları tanımak, babalarının ne işle uğraştıklarını öğrenmek istiyordu. Bu nedenle hepsini tek tek ayağa kaldırıyor ve soruyordu.
Sıra ilkokul öğrencisi Murat’a geldiğinde, “Benim babam bisküvici” karşılığını verdi.
Fakat öğretmeni şaşırmıştı. ‘Nasıl yani, bisküvi mi satıyor? Bisküvicilik meslek değil, baban esnaf mı, hırdavatçı mı, nalbur mu, nedir?”
Küçük Murat’ın kafası karışmıştı. Akşam babası eve geldiğinde ilk fırsatta öğretmeni ile yaşadığını anlattı. Babasından anlamlı bir açıklama bekliyordu. Ancak, babası bisküvi konusunda ısrarlıydı:
“Oğlum ben ne yapayım? Ben de isterdim ki nalbur olayım, Tahtakale’de bir hırdavatçı dükkanım olsun. Ama bisküviciyim ben.’
1960’larda ilkokulda olan bu küçük öğrenci, şimdi Türkiye’nin önde gelen gruplarından Ülker’i (Yıldız Holding) yönetiyor. “Bisküviciyim” diye ısrar eden Sabri Ülker ise deve dönüştürdüğü grubunun “Onursal başkanlığını” yürütüyor.
Sabri Ülker ve oğlu Murat Ülker, 1960’larda “bisküvici” olarak bilinen, öğretmen tarafından “meslek olarak” görülmeyen işi, dünya çapında bir gruba dönüştürmeyi başardılar. Şimdi 22 bin 500 kişinin çalıştığı, dünyanın dört bir yanında üretimi ve şirketi bulunan Ülker Grubu, alanında bir numara olan Godiva’yı da alarak hedefini daha üst düzeylere taşıdı.